16 Şubat 2011 Çarşamba

dedi naber? dedim iyidir

turgut:
 nassın koç
Tunç:
 eski tas eski haham
turgut:
 sinagog ta eski olsa gerek
Tunç:
 yok
 o taze
turgut:
 yeni sinangog ta yeni tas kullanın lütfen sayın demir
Tunç:
 o yeni değil taze
 soğukta bekletmişler eskimemiş
turgut:
 tas değildir, o zaman o tas kebabıdır.
Tunç:
 abi kebap yenmez ki ama
turgut:
 ben yerim abi niye yenmesin
Tunç:
 o zaman sana kebap olsun la
turgut:
 amin cümlemize
Tunç:
 velet dedin amin
turgut:
 koyuyorum bunu "terslere"
Tunç:
 koymak derken?
turgut:
 yerleştirmek
Tunç:
 oh!a
turgut:
 oh yes
Tunç:
 ohne şöhn

25 Ekim 2010 Pazartesi

Sen terslemesen, ben terslemesem nasıl çıkar terslikler aydınlığa

Sayın Demir'le tanışalı  tam 10 yıl olmuş haberimiz yok. Bu 10 yıl boyuncu nice geyikler döndü Maçka'da, Ayazağa'da Beşiktaş'da Galata'da, Kadıköy'de ve hatta Bartın yollarında. Bu geyikler yetmezmiş gibi internet ten anlık mesajlaşma programlarıyla (bildiğin msn ya) eğlenceli sohbetlerimizde vuku bulmuştur. Bu eğlenceli sohbetlerden dostlarda mahrum kalmasın dedik. Bir blog olsun hayat bayram olsun dedik.  Bunu da diyeli  6 ay oldu anca ilk yazılar geldi. Önümüzdeki günlerde ters diyaloglarla karşınızda oluruz zannerdersem. Hayırlı haftalar, bol kazançlar, bol tersli günler....

Tersleriz icabında...

Bu gönderiyi yazan kişinin keyfi bir anda döner... İyi'den kötü, kötü'den iyi olur bazen. Durduk yere tersler adamı... o yüzden böyle bu blog'un adı... Tabi efendim, tabiii...

Yok aslında bunu yazacakların kafaları biraz ters çalışır. Herkes gibi düşünebilirler elbet, ama düşünmemeye tersten bakmaya çalışırlar, terslik yaparlar icabında... Bu yüzden böyledir bu blog'un adı... Tabi efendim, tabiiiii...


Yavaştan ısınalım bu bloga, biraz meşguliyet kazanmalı bu diyarlarda, falan fıstık...
Tunçu